8 Kasım 2014 Cumartesi

TÜRKİYE DE ÖZEL EĞİTİMİN TARİHÇESİ 1 BÖLÜM


Osmanlı döneminde özel gereksinimli bireylerin eğitimine yönelik çalışmalar planlı olarak yürütülmemiş olmasına rağmen özel gereksinimli bireylerin yaşlılar evinde korunmaya alındıkları ya da bazılarının yetenekleri ölçüsünde uygun işlerde çalıştırıldıkları görülmüştür.
Küçük de olsa bu tür adımlar ileride özel eğitimin temellerini oluşturması açısından oldukça önemlidir.
İnsanlık tarihinde üstün yetenekli bireylerin eğitimi ile ilgili çalışmalar İ.Ö 427-347 yıllarında Eflatun un ilk olarak sistemleştirdiği şekilde gelişmiştir.Bundan yaklaşık 1700 yıl sonra Osmanlı Devleti Döneminde Enderun üstün özel yeteneklerin dünyada ki ilk sistemli seçim,eğitim ve istihdam örneği olarak görülmektedir.
Ülkemizdeki üstün zekalı ve yetenekli çocuklar için oluşturulan bu sistem,Osmanlıların yükselme ve yayılma dönemlerinin temel güçlerinden biri olmuştur.
Ülkemizde özel eğitim bilinçli ve sistemli olarak İstanbul da Grati Efendi nin öncülüğü ile Sultan Ahmet teki 1889 yılında Ticaret mektebinin bir bölümünde zamanın ileri gelenlerinin işitme engelli çocuklarının eğitimi için açılan okul ile başlamıştır.Bir yıl sonra da bu okula görme engelliler için bölüm eklenmiştir.Otuz yıl eğitim ve öğretime devam eden bu okul 1919 yılında kapatılmıştır.
Türkiye de özel eğitim konusunda atılan adımları daha sistemli bir şekilde takip edebilmek için dönem dönem inceleyecek olursak

1920-1930 yılları
1921 yılında İzmir de özel bir dernek tarafından  |Sağır-Dilsiz ve Körler Okulu | kurulmuştur.Bu okul bir süre sonra Alsancak ta bulunan İşitme Engelliler Okulunun bulunduğu binaya taşınmış ve1924 yılında Sağlık Bakanlığı na devredilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti adına Mustafa Kemal Atatürk tarafından onaylanan 1923 Cenevre Bildirisi,Cumhuriyet döneminde özel eğitim konusunda bir ilerleme olarak görülmüştür.
1926 yılında 743 sayılı Türk Medeni Kanunu kabul edilmiştir.Kanunun  264.maddesi özel eğitim konusuna değinmiştir.Madde anne- babaların çocuğu yetiştirmekle ve çocuğu sakat veya zihinsel engelli ise durumuna göre yetiştirilmesine karşı sorumlu olduğunu belirtmektedir.
1926 yılında 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiştir.Kanunun 14.maddesi görme engelli bireyleri ilgilendirmektedir.
Madde 14 de imza üzerine borç alan kimsenin el yazısı olması gerekmektedir.Görme engellilerin imzaları kendileri tarafından onaylanmadıkça kabul edilemez denilmektedir.

1930-1950 yılları
İzmir de kurulan |Sağır-Dilsiz ve Körler Okulu | 1921 yılından 1950 yılına kadar Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına bağlı olarak eğitim öğretim faaliyetlerine görme engelli ve işitme engelliler birlikte devam etmişlerdir.1950 yılında Milli Eğitim Bakanlığına devredilen okulun görme engelliler bölümü 1951 yılında Ankara da şimdi ki Etimesgut Yetiştirme Yurdu binasına 1952 yılında da Gazi Eğitim Enstitüsü nün bir bölümüne taşınmıştır.Böylece görme engelliler müstakil binalar da eğitime başlamıştır.Bu arada görme engellilerin topluma katılmalarını sağlamak amacıyla Doç.Dr.Mitat Enç öncülüğünde 1950 yıllarında Altı Nokta Körler Eğitim ve Kalkındırma Derneği kurulmuştur.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder