27 Kasım 2014 Perşembe

MERAK DUYGUSU ENGELLENMELİMİ

Merak etmek gelişimin vaz geçilmez unsurlarından biridir.Çocukluk dönemimizde ki gelişime en önemli katkıyı merak sağlar ,aslında küçük beyinlerde her gün hayata dair bilimsel,ahlaki,sosyal,felsefi düzeyde küçük deneyler yapılır hayat böyle keşfedilir daha sonra tam tersi öğütlenmeye başlanır fazla merakın iyi olmadığı konusunda olumsuz düşünce filizleri geliştirilir yani zaman içinde merak etmemeyi öğretirler ve öğrenmenin önemli unsurlarından birinin önünü keserler. Merak etmeyen sorgulamayan deneyimlemeyen toplumlar dışarıdan kulağa fısıldanan başkalarına ait doğrular üzerinden ilerledikleri için düşünsel anlamda özgün fikirler oluşturamaz hep bir muhtaçlık durumu oluşur. Önderler, fikir adamları, icatlar ve büyük buluşlar merakla sorgulayan beyinlerde ve toplumlarda gelişir.
Her bireyin etrafında olup bitenlere karşı kayıtlı meraklı  tutumu kişisel gelişimi kadar toplum bilinci ve çıkarları açısından da önemli, bu olgu toplumun gereksinimlerini ihtiyaçlarını anlayabilen çözümler üreten bir anlayışı geliştirir.
Eğitim sistemimizde ki belki de en önemli eksiklerden biri uygulamalı bir öğrenim sisteminden çok ezbere dayalı bir eğitim sistemi olması yani ne veriyorsam al oku ezberle fazlasını merak edip ne yapacaksın diyen bir eğitim modeli bu sebeple teknolojide,bilimde sanatta,sporda yani yaşamın her alanında gelişmiş ülkelerin gerisinde gidiyoruz basit hatta hiç bir önemi yokmuş gibi görünen bir unsurun insan ve toplum üzerinde ki etkilerinin önemi çok büyük ,kısacası merak eden cesaret edebilen sorgulayan toplumlar olmak en ilkel bir duygunun engellenmemesi ile mümkün.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder