6 Eylül 2019 Cuma

KARMAŞA ZİHNİNİZE HAKİM OLDUMU HİÇ

Şu aralar zihnim karma karışık çok güzel düşünceler var ama bir türlü düzene sokamıyorum, sanki hepsi birden hücum ediyor tıkanıp kalıyorum, uzun süredir blok yazılarımdan uzak kaldım yaşadığım kişisel sorunlar her şey den soğuttu beni bir anda, kendimi toparlamaya çalışırken çok uzun süredir askıda kalan ve başlarken zevkle yaptığım blok yazılarımla başlayayım dedim ama dediğim gibi aklım karma karışık size hiç oluyor mu? bilmiyorum:)

Gerçekleşmek üzere olan hayallerim var gerçekleşmesi için üzerinde çalışmam gerekenler var keşke şöyle sihirli bir el her şeyi zihnimde bir düzene soksa sonra ben devam etsem  :))))

Ancak yaşam o kadar da kolaylaştırmıyor işleri hep bir planlama ve çaba gerektiriyor sanırım benim içinde harekete geçme vakti yeterince miskinlik yaptım.

Bu arada oğlum iki gözümün bebeği 2 gün sonra 12.yaşına basacak ne zaman bu kadar büyüdün be kuzum, her şeyden habersiz gözümde hala bebek gibi hep korunmaya muhtaç hep acımsı bir tatla ne çok şey yaşadık şimdi hayal gibi geliyor.

Bu gün kısa bir süreliğine babasıyla baş başa bırakıp bahçeye indim eve geldiğimde savaş vardı babası saçlarını kesmişti kıyamet kopuyordu evin içinde sesimi duyunca sakinleşti neler oluyor iç dünyasında keşke bilebilsem.Bu arada teknolojiyle olan sınavlarım çok fena ne kötü şey hızla ilerleyen teknolojiyi takip etmek bizim kuşak için biraz zorlayıcı ama üstesinden gelirim herhalde çünkü artık büyük topluluklara ulaşabilmenin pratik yollarını sunuyor insanlara ve ihtiyacım olacak eh hadi bana kolay gelsin yeniden amaçsızca da olsa bir şeyler yazıp paylaşmak iyi gelecek hepinize merhabalar

1 Temmuz 2018 Pazar

VULPİUS AMELİYATI OLDU

Sevgili oğlumuz Taylanın erken doğum öyküsüyle gelişen Serebral Palsi yani halk arasında bilinen adıyla Beyin Felci ve bundan  dolayı sol bacağında ve sol elinde kasılma mevcut iki gözününde göremiyor olması cabası olan küçük bir çocuk.Ana yurdunu yani çocukluğunu doyasıya yaşayamayan bir çocuk.
Uzun fizik tedavi ve uğraşlara rağmen bir türlü sonuç istediğimiz gibi olmuyordu sol bacağındaki kasılma yüzünden parmak uçlarına basarak yürüte biliyorduk yürüte biliyorduk dediğime bakmayın bağımsız yürüme yok desteğimizle :).
Hastane randevusu alıp muayenesini yaptırabilmemiz ve ameliyat için bekleme süremizden hiç bahsetmiycem çünkü tam bir buçuk yılımızı aldı doğal olarak endişeliydik çünkü yanlış teşhis ve müdahale daha iyi olsun diye verdiğimiz mücadeleyi daha da kötü bir hale dönüştürebilirdi etkin aynı zamanda yetkin ellere teslim etmek istedik ama bu süreç çok uzadı dediğim gibi bir buçuk yıllık bir teşhis ve müdahale için geçen zaman tüm bu zaman zarfında gittiğimiz 3 doktorun biri aşil tendonunun sorunlu olduğunu diğeri ise kararsız olduğunu en son ve artık kesin Aşil tendonu uzatması değil  Vulpius tekniği ile  cerrahi müdahaleye ihtiyacı olduğunu söyleyen doktorumuzdu  VULPİUS nedir? arasındaki fark nedir? diye sorduğumda bir türlü tam anlayabilmiş değilim kısaca bir uygulamaya verdiğimiz addır deyip geçtiler daha hala anlayabilmiş değilim :)) .

Peki tüm bu uğraşlardan sonra çarpıcı bir değişiklik oldu mu diye soracak olursanız iyi olmak yerine bacağında uzunca bir süre kalan alçı yüzünden daha bir tembelleşti :) alçı çıktıktan sonra bir müddet ayağının üstüne basmak istemedi fizik tedaviler sırasında çok huysuzdu hiç katılım sağlamak istemiyordu şöyle bir baktığım zaman zarar görmedik belki ama bir fayda da gördüğümüzü düşünmüyorum onca zaman zarfında tedavi için başvuruda bulunduğumuz zaman ki kadar bile aktivitesi yok hayal kırıklığı yani canı sağ olsun.

Serebral Palsi ile ilgili tek gerçek yoğun ve günlük egzersiz en iyi ilaç kişisel fikrim tüm bu süreçteki gelmeler gitmeler stresli ameliyat beklentisi iyileşmesi için beklenen zaman alçı sonrası tedavide inatlaşması uzunca bir zaman geri attı çocuğu ben çok yoruldum tüm gün onun ve kendi hayatımı düzenlemek yorucu ama bu tür durumlar hayata dair şeyler ilerlediğini görmek beni mutlu eden tek şey başladığımız noktadan bu günümüze baktığım zaman ki sık sık bakmak durumunda kalıyorum dediğim gibi çok yorucu bir süreç ilerlediğimizi ama yavaş ilerlediğimizi görüyorum neyse az her zaman hiçten iyidir.


20 Haziran 2017 Salı

KİM GİDİYOR KİM KALIYOR

Hayat dediğimiz yolculukta kim gidiyor kim kalıyor pek belli değil.Her şey flu bir yolculuk başlarken yolculuğa kimlerle başladıysan hep yanımda olacaklar sanıyorsun önce ,sonra bir bakıyorsun tamamen kendi başınasın, sonra mahşer yeri her yer ama sen o kalabalıkların içinde tek başınasın.

Herkesin yolculuğu aslında hep tek kişilik ve hep tek yönlü.Biz kalabalık olduğumuzu sanırız aslında bizimle beraber aynı yöne doğru giden kalabalıklardır aslında yol arkadaşlarımız gidende kalanda yoktur yani sadece bir noktadan başka bir noktaya doğru itiliyoruz bunun adına da hayat diyoruz.

Kimileri bu  yolculukta çok eğleniyor kimileriyse hızlı akan hayatlarının hengamesinden hiç bir şeyi hissedemeden arada bir itilip kakıldıkları için ürkek yorgun gözlerle etrafını seyrederken devam ediyor yolculuğuna. Yolculuğa çıkarken yalnız olduğumuzu ve hayata dingin gözlerle bakmazsak bizi boğabilecek kadar güçlü olduğunu canımızı hiç bir şeyin yakamayacağı kadar çok yakabileceğini gözden kaçırıyoruz malesef bir kullanım klavuzu da yok. 

Hayat yollarını tren raylarına benzetiyorum trenin içinde değilde rayların üstünde seyahat etmeye kalkarsan seni bir lokmada yutabilir hayat treni , ölmezde sağ kalırsan kalan ömrün yanından geçip gidenlerin soluk simalarıyla kala kalırsın anda asılı kalmak dedikleri şey işte.

Hayat yolculuğunu nasıl yapmak istediğimize kendimiz karar veriyoruz ya yaşanamayanların ardından anda asılı kalarak yada incinmiş bile olsak kırılmış bile olsak kalkıp itildiğimiz menzile doğru gücünün yettiği kadar ama senden sonrakilere bir kullanım klavuzu bırakmaya çalışarak  insanlar bu yolculukları her ne kadar yalnız yapıyor olsa da hayatta bazı şeylerin evrensel dili aynıdır acının da mutluluğunda bunlardan kendine paylar çıkartır.

İnsan oğlu her şeyi tek başına deneyimleyemez buna ömür yetmez yaşam çok karmaşık yollar kullanır bu sebeple tüm yaşam yolcularına ricamdır evrensel dilleri kullanın sevgiyi saygıyı onlar ne yapacağını bilir,ve yaşam enerjisi çok kıymetli bir şey onu sizden kimsenin almasına müsade etmeyin bu yolculukta en çok işinize yarayacak şeylerin en başında gelen şeylerden bir tanesi sahip olduğunuz tek gerçek şey çünkü tüm yolculuk boyunca sizi terk etmeyecek tek şey onu sizden almalarına müsade ederseniz yolculuk bitmiş demektir.

Yaşamlarımızın sona erdiği güne kadar enerjilerimizin ışığının yolunuzu hep aydınlatması dileklerimle sevgiyle kalın

15 Aralık 2016 Perşembe

HER ANNE BİRAZ ÇILGINDIR

Bu gün 15 aralık 2016 bir yılın daha bitmesine 16 gün var ne ki gün sadece diye düşünülebilir ama eğer görmeyi başarabilirsek, ömürlerimizden geriye kalan günler ve bu günleri nasıl değerlendireceğimiz konusunda bir anlık bile durup düşünecek olursak kalan ömürlerimizi nasıl geçireceğimiz konusunda nasıl bir tasarruf hakkına sahip olduğumuzu bana soracak olursanız derim ki dolu dolu yaşamak istiyorum ama zaman kısıtlı.
 Anlamsız hiç bir içeriği olmayan hayata hiç bir şekilde artı değer katkısında  bulunmamış sadece var olmuş ve bitmiş bir hayatı bitirmek istemem düşünce bu. Tüm bunları düşünürken hayatımı gözden geçirirken ne yapmışım diye bir muhasebe yaptım ve bir yol haritası çizdim.

 Her bireyin kendince bir hikayesi ve hayata bırakabileceği bir şeyler vardır mutlaka bir hayat amacı olmalı insanın ,bazen bunu hiç sorgulamadan biten bir hayatın sahibi olmak istemediğimi hatırlatarak kendimi ve enerjimi korumaya çalışıyorum çünkü bazen enerjim tükeniyor gibi oluyor ama hayat her şeye rağmen akıyor ve zaman daralıyor harekete geçme zamanı.

Bundan önceki dönemlerde bir hayalimi yazmışım geçmiş yazıları gözden geçirirken hatırladım aslında hayal olmadığını fark ettim. Herkesin tükendim hiç bir çarem yok ki dediği zamanlarda bile bir şeyler yapabileceğini biliyorum nereden mi kendimden .
Oğluşumuzu evimize ilk getirdiğimiz zaman ölecek mi? kalacak mı? diye yaşadığımız kaygılar şimdi yerini bam başka kaygılara bıraktı çünkü yaşaması için çok mücadele ettik şimdi ise bam başka bir mücadele var 16 gün sonrasını bile göremezken daha uzun vadelerin hesabını yapmaya başlar olmuşum.
Muhtemel le büyük kuvvet ki engelli çocuğu olan pek çok annenin ortak hissiyatı hislerim her türlü konforu ve lüksü çocuğunun önüne sermek onun güvende olduğunu bilmeyi içgüdüsel olarak istiyoruz.
İstiyoruz da bunun için ne yapıyoruz buradan bir seslenişte bulunmak istiyorum çocuklarınız için nasıl bir ortam hayal ettiğinizi onlar için neleri hayal ettiğinizi küçük bir yazı halinde benimle paylaşırsanız bundan mutluluk duyarım, her detayı düşünün lütfen olur mu en ince detaya kadar belli mi olur bir gün hayallerimizi gerçeğe dönüştürmek için el ele verir ve bir hareket başlatırız her anne biraz çılgındır çocuğu için yapamayacağı şey yoktur içinizdeki o çılgın anneye sorun ben yokken çocuğum için nasıl bir cenneti geride bırakabilirim hayatı onun için nasıl anlamlı ve güvenli kılabilirim hayat enerjilerimizi duygularımızı paylaşalım paylaştıkça çoğalıyor insan güven duygusunu ve pozitif duygularımızı paylaşalım bakalım neler çıkacak ortaya 

hayallerimizin resmi olsun
 KURMAYI DÜŞLEDİĞİMİZ GERÇEK OLABİLME İHTİMALİ ÇOK YÜKSEK OLAN HAYALLERİMİZİN


6 Ekim 2016 Perşembe

KALP AĞRISINDAN SONRA

Uzunca bir aradan sonra merhaba dostlar demek şart oldu artık.
Sevgili babam koca çınarımın kaybından sonra canım hiç bir şey yapmayı istemedi ama her şeye rağmen hayat devam ediyor bu gün sadece içimden geldiği gibi  yazmak istiyorum,nede olsa benim günlüğüm.
2015 Nisan ayı benim için yeni bir milat oldu hep yanımda olacağını düşündüğüm babamın artık bizimle olamayacağını hazmetmek zor oldu onu çok ama çok özlüyorum verdiği huzuru,güven duygusunu,sesini,öksürüğünü,adımı söyleyişini tane tane konuşmasını ihtiyar buruşuk ellerindeki çizgileri, kısacası onu çok özlüyorum.
Bir insanın ömrü asla bitmeyecekmiş gibi geliyor doğum büyük bir coşkuyla ve sevinçle karşılanıyor ama ölümü hiç düşünmüyor yada sadece başkalarının yakınları ölür bizim sevdiğimiz hiç kimse ölmez gibi bir duygu durumu yaşıyoruz sanıyorum hayattan kopmadan hayatta olmanın farkındalığıyla günü geldiğinde ölümüde sevgiyle karşılamanın farkında olmak lazım böylesi daha az can yakar.
Sevdiklerinizle mutlu,sağlıklı,huzurlu olmanız dileklerimle merhabalar arkadaşlar.

24 Eylül 2015 Perşembe

31 Ağustos 2015 Pazartesi

ZAFER BAYRAMI KUTLAMASI


Herkesin 30 Ağustos Zafer bayramını kutlar ve şu günlerde en fazla ihtiyacımız olan Milli birlik ve beraberliği pekiştirmesini temenni ederim.Her şeye rağmen barışın galip geldiği bir ülke dileklerimle.