24 Eylül 2015 Perşembe

BAYRAM TEBRİĞİ

Kardeşlik,sevgi ve paylaşımın hakim olduğu bir bayram dileklerimizle.

31 Ağustos 2015 Pazartesi

ZAFER BAYRAMI KUTLAMASI


Herkesin 30 Ağustos Zafer bayramını kutlar ve şu günlerde en fazla ihtiyacımız olan Milli birlik ve beraberliği pekiştirmesini temenni ederim.Her şeye rağmen barışın galip geldiği bir ülke dileklerimle.  

22 Haziran 2015 Pazartesi

BABALAR GÜNÜ

21 NİSAN 2015  tam iki ay önce bu tarih en fırtınalı günlerde bile kendimi güvende hissettiğim koca çınarımı kaybettiğim gündü artık babam yoktu.Telefonun öbür ucundan gelen abimin sesinde ki titreme babamızı kaybettik deyişi bir anda tüm duyguları sıfırladı sadece keder kaldı,dünden beri elim gitmiyor hiç bir şeye.
Taaa burnumun direği sızladı , içimde hiç bir kitapta tam tarifi olmayan bir özlem belirdi zehir gibi.
Yüreğimin onur misafiri koca çınarım sensiz ilk babalar günümüz kutlu olsun,mekanın cennet olsun.

5 Mayıs 2015 Salı

HIDIRELLEZ DUASI

Evleriniz Hızırın uğradığı evlerden olsun,dilekleriniz gerçek,niyetleriniz  halis, Hıdrellez iniz kutlu olsun.

21 Mart 2015 Cumartesi

14 MART TIP BAYRAMI



Yalnızca bir gün değil bir ömürlük minnet borçlu her bir birey doktorlara,en zor zamanlarda canlarımızı teslim ediyoruz onlara daha değerli ne var ki en aziz olan şeyi canı teslim ediyoruz ellerine bu sebeple o kutsanmış ellerin bayramı kutlu olsun sevgiyle kalın

DOWN SENDROMU FARKINDALIK GÜNÜ




Günlerden 21 Mart yılın kendini yenileyip ışıldamaya başladığı mevsimlerden newroz
yüzleri bahar kadar aydınlık canlı güleç kardeşlerimizin bu özel günleri kutlu olsun. 

14 Şubat 2015 Cumartesi

MONTESSORİ NEDEN BU KADAR İLGİMİ ÇEKTİ

Ömrünün uzunca bir zamanını zihinsel engelli çocukları gözlemleyerek ve  eğitimleri için  bu durumlarına uygun bir metot geliştirmeye harcamış  bir bilim insanı olarak  Montessori ismini ilk kez oğlum için eğitim araştırmaları yaptığım sırada gördüm ve çok ilgimi çekti .Sağlıklı çocukların özgün gelişimlerini desteklemek,çocukların durumlarına uygun kullanışlı,pratik uygulanabilirliği kolay,aynı zamanda günlük yaşama erken dönemde adapte eden etkinlikleri uzun gözlemlerden sonra hayata geçirmeyi tercih etmiş saygın bir yöntemin öncüsü bir insan.

Oğlumun özel durumu sebebiyle evde onun hayatını kolaylaştırabilecek bir sürü fikir sahibi olmama yardımı oldu,otizm ve görme engeli,aynı zamanda ortopedik sorunları bir arada düşününce her şeyi denemeyi istiyor insan bu çok güdüsel bir durum çünkü bir sürü problem ve aşılmaları neredeyse imkansız olan bir dizi sorun yumağı.

Ama her denenmişlik ve küçük de olsa kazanım hayatımızı inanılmaz rahatlatan lokal çözümler bunca şeyin içerisinde pek çok şeyi cımbızlayarak katmaya çalışıyorum oğlumun hayatına.

Çocuk odasını düzenlerken güvenliğin öneminden bahsedilen bir bölümde çocuğun alçak yer yatağında yürümeye başlayınca daha özgür hareket etmesini sağlayan ve odasını rahatça keşfetmesini sağlayan geniş bir alan yaratmış olacağı konusunda ki yaklaşımları ortopedik sorunları olan bir çocuk için daha güvenli, cesaret verici ve hareket etmeye yönlendiren bir durum oldu bizim için çok uzun bir süre yer yatağı ve kendini huzurlu hissetmesi için gündüzleri çocuk uyanıkken ortadan kaldırılabilecek şekilde bir hamak kurmuştuk ve iyi bir uygulama oldu hem benim için hem de oğlum için.Duyularla gelen farkınkındalıktan bahsedilen bir bölüm de çok işime yaradı,görmeyen bir bireye koku,ses,dokunma yoluyla öğretilebilecek çok şey var görme yetisinin önemi çok büyük ama duyular bir diğerinin boşluğunu doldurmak için böyle bir durumda daha aktif duruma geliyor,bu durumu yaşadıkça anlıyoruz,bu uygulamalar sayesinde pek çok hayati önemi olan şeyi algılamaya başladığını görmek çok umut verici bizim için ve oğlumuz için de.

12 Şubat 2015 Perşembe

MARİA MONTESSORİ KİMDİR

Maria Montessori İtalyan asıllı bir doktor ve bilim insanıdır 80 yıllık yaşantısında pek çok başarıya imza atmış bir bilim insanı 26 yaşında iken italyanın ilk kadın doktoru ünvanını kazanmış ilerici ve aydın bir kadın olarak kadınlara eşit ücret konulu konferanslarda italyayı temsilen çağrıda bulunmuş biridir.

Tıp fakültesini bitirdikten sonra 1899 yılında zeka geriliği olan tüm çocukların yollandığı yeni orthoprenic okuluna yönetici olarak atanmış 1896-1907 yılları arasında sağlık,antropoloji,felsefe,psikokoloji ve eğitim çalışmalarına devam etmiştir.İlk olarak 1947 de Londrada Montessori Merkezini kurmuştur.Bir eğitimci,emekçi olarak dünyanın pek çok yerinde konferanslar veren,kitaplar yazan,eğitimler veren bir kişi olarak yaşamış ve dünya genelinde ki çabalarının sonucu olarak eğitim metotları dünyanın pek çok yerinde uygulanmaktadır.

26 Ocak 2015 Pazartesi

ANNELİK ÜZERİNE

Hayatımızda sadece bir kaç deneyim annelerimizle ilgili duygularımız kadar derindir.Bu duyguların bazılarının kökleri erken bebeklik döneminin karanlıklarında gizlidir.Dallar ise her yöne doğru yayılır;bazıları takılabileceğimiz keskin sivri uçlar bırakarak kırılırken bazıları muhteşem,güneş gören alanlara uzanır.Anne basit bir konu değildir.
Hem kültürel hemde psikolojik düzeyde,annelerimizle ilgili duygularımız genellikle değişken ve karmaşıktır.Anne ve elmalı kurabiye kendi ulusal ortak aklımızda saygı duyulan kuvvetli sembollerdir fakat diğer gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında aile koruma yasalarımızın zayıflığından anlaşılacağı üzere ulusal politikamızda ihmal edilmişlerdir.
Eğer annelik etmek konusunda gerçekten ciddi olsaydık,onlara daha çok eğitim,ekonomik destek ve aile içi yardım sağlardık.Şimdiki durumda anneler bir kaidenin üzerinde altlarında çok küçük bir destekle durmaktadır.
Yetişkinler olarak bizler bunun farkındayız.Annelerin onurlandırılması ya da genellikle çantada keklik görüldüklerinin ve fedakarlıklarının takdir edilmediğinin itiraf edilmesi bir kaçıştır.

JASMİN LEE CORİ-    VAR OLAN ANNENİN YOKLUĞU 


Bu satılar yeni okumaya başladığım bir kitabın önsözlerinden kısa bir kesit benim için buraya kadar gelen kısıma kadar iyi gidiyordu bir nevi annenin kutsanışı gibi bir algı oluşturmuştu,ama bir den akışın değişmeye başladığını ve en kutsalımızın annelerimizin,anneliğin nasıl eleştirel bir gözle incelendiğini , annenin çocuğuna zamanında veremediği duygular yüzünden nasıl bir kişilik gelişimi ve psikolojik sorunlar yaşadığını bir psikolok görüşü ve yorumuyla anlatmaya başladığını gördüm çok etkilenmiş olmalıyım ki şimdi kendimi bir kez daha gözden geçiriyorum.

Engelli yada sağlıklı olsun bir çocuğu yetiştirirken farkında olmadan onlardan hangi duyguları ne biçimde esirgediğimizi ve o duyguyu vermede ne kadar geç kaldığımızı bunun sonucu olarak ta duygusal anlamda nasıl sorunlar yaşadıklarını nasıl insanlara evrildiklerini fark edemeden çocuk büyütüyor olduğumuzu akıcı bir dille anlatan güzel bir kitap.
Anneliği bir kitaptan mı öğreneceğim diye geçebilir aklınızdan öyle değil ama davranışlarımızı günü yaşarken çocuklarımıza zamanında veremediğimiz duyguları konusunda insanın kendisini gözden geçirmesini sağlayan bir akıcılığı var.Zamanında ve gereği kadar verilen duygularınız olsun dileklerimle.


21 Ocak 2015 Çarşamba

ÇOCUKLARDA GÜVEN DUYGUSU

Çocuklar ebeveynleri için yeryüzündeki değeri hiç bir şeyle ölçülemeyecek kadar değerli tek varlıklardır.Kanım o ki her anne ve baba çocukları için aynı duygu içerisindedir.Aile olma kavramı çocukla tamamlanan bir kavram ve olmazsa olmazı yanımda güvendesin bana güvenebilirsin mesajı,bu mesajı net ve açık bir şekilde alan çocuk genel durumu ne olursa olsun bunu içselleştirir ve kendine ve yaşadığı çevreye daha duru bir bakışla bakabilir.

Güvenlik duygusu olmaksızın çocuk rahatlamak ve dışa dönmek açısından eksik kalır,bu duygu olmadan dünyanın içerisine girmeyi asla öğrenemez fiziki olarak gelişse bile ruhunda bir yerler hep güvenlik hissini aradığı için kimseye güvenmeyen,içe dönük,savunmacı bir kimlik geliştirir.

Bunu nereden mi biliyorum çünkü engelli bir çocuğu büyütüyorum bazen öyle zamanlar oluyor ki ne yaparsanız yapın asla yeterli olmuyor,güven duygusu çift yanlı yaşanması gereken bir duygu eğer çocuk fiziksel sekelleri sebebiyle kendini eksik ve güvende olmadığı hissini içinde çok güçlü bir şekilde yaşıyorsa durum daha da zorlaşıyor.

Bu sebeple verebileceğimiz en değerli hediye güven, sevgi ve ona değerli olduğunu hissettirmek bu duyguları alırken ne kadar keyf aldığını görmek ise bizim mutluluğumuz.

19 Ocak 2015 Pazartesi

ÇOCUKLARDA FİZİKSEL İHMAL VE BELİRTİLERİ

-Sürekli açlık,zayıf hijyen,uygun olmayan kıyafetlet
-Özellikle tehlikeli aktivitelerde ve uzun süre yönlendirmeyi reddetme
-Tedavisiz fiziksel problemler ya da tıbbi gereksinimler
-Bırakılmışlık
-Bitlenme
-Zayıflığa rağmen şişkin mide

bunlar fiziki göstergeler

-Yiyecek çalmaya başlama
-Sürekli halsizlik ve uyuma
-Evde bakım olmadığını belirtme
-Sık sık okula gelmeme veya geç gelme
-Okuldan kaçma
-Erken dönemde aileden ayrılma
-Yıkıcı zarar veren davranışlar sergileme

bunlarda davranışsal göstergeler 

18 Ocak 2015 Pazar

ENGELLİ ÇOCUKLARIN CİNSEL İSTİSMAR KONUSUNDA EĞİTİMİ

Zihinsel engelli çocukların cinsellik  konusunda eğitimleri diğer konularda da olduğu gibi bilgilendirilmeleri çok zaman alabilir,hatta bazı durumlarda mümkün olmaya bilir zihinsel engelli çocuklarda cinsel taciz,tecavüz,istismar gibi durumların daha yoğun olmasının sebebi kendilerini koruma konusunda zihinsel yeterliliğe sahip olamamaları ancak aileler çocuklarının durumlarını kontrol amaçlı olarak  etkileşimde olduğu çevreler sıkı kontrol altında tutulmalı ve takip edilmeli,olumsuz gelişmelere zemin hazırlayabilecek her türlü şartlardan kaçınılmalı.

Hafif düzeyde yetersizliği olan çocuklara ise çok erken dönemlerden başlayarak cinsellikle ilgili merak ettiği şeyleri sorması durumunda açıklayıcı,net ve kısa cevaplarla bilgiler verilmeli ve eğitilmeye çalışılmalı çok zaman alabilir,sık tekrarlanan sorular olabilir sabırlı olmak lazım,cinsiyetine göre durumunu anlaması açısından kız ise kıza uygun erkek ise erkeğe uygun bilgiler verilmeli soru sorduğunda susturulmamalı,konu hakkında tartışabilmeli aklına takılan konu hakkında tekrar tekrar sorular sorabilmeli,çünkü zaten anlama konusunda yetersizliği olan bireylerden bahsediyoruz.

Yabancılarla iletişimde kendini koruması gerektiği sıklıkla hatırlatılmalı ve yardım istemesi gerektiği sıkça hatırlatılmalı,cinsel organları ve durumları uygun bir dille anlatılmalı unutmamak lazım engel zihinlerinde fiziksel olarak ve hormonlarında bir hasar olmayan bireylerdir,bu sebeple daha temkinli ve sabırlı olmak ve anlayışla yaklaşmak gerekiyor.

Örneğin biz bu konuda neler yapıyoruz birden fazla problemi olan bir çocuk olmasına rağmen tuvalet haricinde üstünü çıkartmıyoruz,zorunlu haller dışında tabi,cinsel organına çok fazla temas etmiyoruz temizliği ve tuvaleti gelip gelmediğini sorma haricinde,şimdilik bu kadarı nı uygulayabiliyoruz zaten bunlar konusunda bile henüz konuşamadığı için bir bilgimiz yok ama kendisine dokunulmasından pek hoşlanmaz ve  hemen hemen her zaman yan yana olmamızdan dolayı kontrol altında sayılır,umuyorum ki daha ileri düzeyde eğitilebilir bu anlamda işimiz zor.


17 Ocak 2015 Cumartesi

ÇOCUKLARDA FİZİKSEL İSTİSMARA AİT BELİRTİLER


Açıklanamayan morluklar ve şişlikler

-Yüzde,dudakta,ağızda
-gövde,sırt,kalça
-kemer,kordon gibi obje izleri
-hafta sonları ve tatillerde sık sık ortaya çıkması
-ısırmaya ilişkin izler
-koparılmış saçların yeri
-açıklanamayan  yanıklar
-kızgın suyla yakma
-elektrik,ütü,sigara yanık izleri
-açıklanamayan yaralar ve zedelenmeler
-açıklanamayan kırıklar
-kafatası,burun,yüz kemikleri

Bunlar fiziksel bulgular

-yetişkin etkileşiminden kaçınmak
-diğer çocuklar ağladığında endişe duymak
-saldırganlık,geri çekilme,aşırı uysallık,gibi uç davranışlar
-eve gitmekten korkmak
-sürekli ağrılardan şikayet etmek
-kendine ve başkalarına zarar vermek
-erken okula gelmek yada okuldan erken ayrılmak
-sakarlık,hep kazaya uğramak
-uygun ve düzgün giyinememek
-özellikle ergenlikte kronkleşmiş kaçmalar
-fiziksel dokunma ve etkileşimi telore edememe

bunlarda davranışsal göstergeler eğer çocuğunuzda bu tarz davranışlar ve fiziksel belirtiler oluşmaya başladı ve sebebi hakkında emin değilseniz mutlaka bir pediatristten destk alınması konusunda ısrarcı olun.


Kaynakça: Özel gereksinimli Çocuklar ve Özel Eğitime Giriş

15 Ocak 2015 Perşembe

ÇOCUKLARDA CİNSEL İSTİSMAR BELİRTİLERİ


-Yürüme ve oturmada zorluklar
-İç çamaşırlarının kirlenmesi
-Cinsel organlarında ağrı ,morluk,kaşıntı ve kanama
-Sık sık idrar yolu enfeksiyonu
-Sık sık açıklanamayan boğaz ağrısı

bunlar fiziki bulgular

-Belirli fiziksel aktivitelere katılımda isteksizlik
-Okul başarısında performansta ani düşüş
-Geri çekilme,pasiflik,hayal kurma,olağan olmayan bebeksi davranışlar

bunlar davranışsal bulgular eğer bu tarz bulgularla karşılaşırsanız mutlaka doktor kontrolü ve pediatrist desteği alma konusunda ısrarcı olun.

13 Ocak 2015 Salı

CİNSEL İSTİSMAR

Bir çocuğun cinsel sömürüye maruz kalması ve onun cinsel yönden zedelenmesidir.Çocuk ve yetişkin arasında ki her türlü cinsel etkileşim cinsel istismar olarak ele alınmaktadır.Cinsel istismara uğrayan çocukların pek çoğu tanıdığı kişiler tarafından istismara uğradıklarını söyleseler de yabancı kişiler tarafından istismar edilen çocuk sayısı da bir hayli fazladır.

Cinsel istismar sonucunda cinsel yolla bulaşan hastalıkların yanı sıra hamilelik ve erken annelik gibi fiziksel zararların olabileceği gibi duygusal zararlarda olabilmektedir.Uzun vadeli sonuçlara bakıldığı zaman depresyon, tecrit edilme duygusu , öz güven eksikliği , kendini yok etme yada zarar vermeye yönelik davranışlar diğer insanlara karşı güvensizlik,kaygı,cinsel problemler,gibi toplumsal yaşam içinde çok ciddi zorluklara neden olan sorunlar ortaya çıkabilir.

10 Ocak 2015 Cumartesi

ÇOCUKLARA CİNSEL İSTİSMAR NASIL ANLATILABİLİR


Bu konu düşününce bile çok fena bir şekilde canımı sıkan bir konu.İstismar nedir ? Nasıl                     anlatabilirim ? tüm bunlar küçücük yaşlarda dünyadan ve etraflarında olup biten her şey den bi haber minicik çocuklarımızın geleceğini tehdit eden çok önemli mevzulardan biri.
Kimse böyle bir şeyi düşünmek istemez ama eğer çocuklarımız uygun şekilde durum anlatılabilirse en azından böyle bir şey gerçekleşmeden kendilerini nasıl müdafa edecekleri konusunda bir fikre yada ön bilişe sahip olurlarsa tehlikenin farkındalığı sebebiyle bu duruma maruz kalmazlar diye düşünüyorum.
Öncelikle uygun bir şekilde çocuğa kuralların ne demek olduğunu,uygun davranışların ne demek olduğunu,izin almanın önemini ve çocuğun kendiyle ilgili durumlarda kendi rızası olmadan bir temas gerçekleşecekse eğer başkasınında  kendisinden izin istemesi gerektiğini öğretmenin kısacası çocuğun bedenine dokunulurken çocuktan izin istenmesi gerektiğini eğer izin istenmediği halde dokunuluyorsa müsade etmemeyi , hayır demeyi öğretmekle başlamak gerekir basit yaşam ve ahlak kuralları çok daha ciddi davranışların sınırlarını da belirlemiş olur.

Başkasını ilgilendiren bir durum için izin isteyen çocuk kendisinden izin alınmadan bir şey yapılmasının yanlış olduğunu anlayabilir.
Hayır kelimesinin netliği konusunda fikre sahip olur ve ahlaki sınırları çizer.
Uygun olmayan davranışla uygun olan davranış arasında ki sınırlar çok basit öğretilerle yavaş yavaş daha önemli konuların anlatımında ve çocuğun bilinçlendirilmesinde önemli bir role sahip olur.

Çocuğa hayır demeyi,izin istemeyi öğretebilmiş isek durumu daha net algılayabilirler,tabi bunun ön koşulu olarak çocuk ile ebeveynler arasında ki iletişimin şekli çok önemli eğer sağlıklı bir gelişim için çocukla kaliteli zaman geçiriliyor ise,ona ihtiyaçların için buradayım,bana güvenebilirsin,seni koruyabilirim,benden korkmana gerek yok,ihtiyaçların benim için önemli , seni her zaman dinlerim,mesajları net bir şekilde verilebiliyorsa çocukta sizi dikkatle dinleyecektir.

Çocuğa vücudunun tanıtımı yapılırken utandırmadan onun rızası olmadan uygun olmayan noktalarına dokunmak isteyen biri olursa ona hayır demesi gerektiğini ve ebeveynlerinden yardım istemesi gerektiği anlatılmalı.

Çocuklar küçük şeylerle aldatılıp,kendileri için uygun olmayan durumlarla karşı karşıya kalmasın diye tanımadığı kişilerle ne şekilde iletişim kurmaları gerektiği konusunda oyun oynarken özellikle hayal güçlerinin kullanılması sağlanarak durum anlatılmalı.Çocuklar oyun oynarken daha fazla şeyi oyunlar aracılığı ile öğrenebiliyorlar,ve bu öğretilenler hayatının şekillenme döneminde çok önemli unsurlar.
Toplumumuz erkek çocuklarını severken bu konuda ilk önce ebeveynlerden başlayarak durumu abartıyor.Bunun çocuğun hayatını nasıl etkileyebileceğini hiç düşünmeden hemde çocuğunu severken cinsel organlarına dokunmakta hiç bir sakınca görmüyor,çünkü kişi oğlunu çok sevdiğini ve bunun ne sakıncası olabileceğini pek hesap etmeden yapıyor bu durumu.Çocuk otomatik olarak cinsel organlarına aile büyükleri dokunarak ona olan sevgilerini ifade ettikleri için cinsel organlarına dokunulmasının bir sakıncası olmadığını zannederek bir bilgi ediniyor ve erkek olmak demek doğuştan gelen bir ayrıcalıkmış gibi algıladığı için istismar edilebilme riskine açık tutulmuş oluyor hemde büyüklerinden öğreniyor bunu.

Kız çocuklarına ise bu durum konusunda pek istismarcı bir yaklaşımla yaklaşılmıyor ama onlar içinde farklı bir yanlış uygulanıyor sonuçta bu da bir istismardır, taa bebeklik çağlarından itibaren cinsel organın dan utanması gerektiği öğretiliyor,cinsel organından utanması gerektiğini düşünen bir kız çocuk olumsuz bir durumla karşılaştığında bile bu utancı kişiselleştirip kendi suçu gibi düşünüp istismar edilmişse bile zaten bebeklik çağından itibaren utanması gereken bir durum olduğu için suçluluk ve utanç duygusu gelişmiş olacağından  bu konuda konuşmayı bırakın intihar edebilir.Yaşadığı korku ve utunç yüzünden,  bu sebeple lütfen çocuklarımızla sadece var olduğu için ve vücut bütünlüğün benim için önemli ,sen değerlisin,seni her koşulda severim,duygularını vererek sadece kendilerini korumayı ve doğru davranış ve yanlış davranış konusunda bilgi verme konusunda yardımcı olmaya çalışarak yaklaşım sergileyin.

Kişiye ister yetişkin olsun ister çocuk değersiz olduğunu düşündüren duygular aktarırsanız yada mevcut durumu abartır şekilde yaklaşımlar sergilerseniz
gerçek duygularını dışa vuramayacaktır,ve tehlikelere açık bir duruma gelecektir.


5 Ocak 2015 Pazartesi

GELECEĞİ TEHDİT ALTINDA OLAN ÇOCUKLAR

Geleceği tehdit altında olan çocuklar kimlerdir.? Hangi çocuklar bu tanımlamaya dahil edilebilir.?
Geleceği tehdit altında olan çocuklar kimlerdir i sınıflandıracak olursak

-Sosyal statü ve yoksulluk sebebiyle geleceği tehdit altında olan çocukların geleceği tehdit altındadır.
-İhmal ve istismar edilen çocukların geleceği tehdit altındadır.
-Doğumsal yada genetik sebeplere bağlı olarak engelli olan çocukların geleceği tehdit altındadır.
-Suça itilen çocukların geleceği tehdit altındadır.

Bu bahsi geçen her bir tehdit başlı başına ciddi bir sorundur.Ülkede ki ekonomik durum ailelerin refah düzeyini dolayısı ile çocuklarının statü ve geleceğini direk etkileyen unsurlardan ilki,eğitim düzeyinin düşük olması sağlıklı iletişim ve ihmale maruz kalan çocuğun Fiziksel istismar,Duygusal istismar,Fiziksel ihmal,Cinsel istismar gibi durumlara maruz kalmasına sebep olan ikincil sebep ve Doğumsal yada genetik sebeplerden dolayı engelli olan bireylerin sürekli bakıma muhtaç olmaları durumunu üstlenen kişilerin yakın aile bireylerinden oluşması sebebiyle onlardan herhangi birinin kaybı sonrası engelli çocuğun yaşamını bağımsız yürütememesi geleceğinin tehdit altında olması sebeplerindendir bir diğerini oluşturur en son olarak ta neredeyse tamama yakın sebeplerin karışımından kaynaklanabilecek bir diğer tehdit ise suça itilen çocuklar,hiç bir çocuk doğuştan suçlu değildir onu suça iten sebepler vardır bunlar,statüsü gereği,yoksulluk sebebiyle,ihmal edildiği için,istismar edildiği için,engelli olduğu için suça itilen çocukların geleceği tehdit altında dır.

Önlem olarak neler yapılmalı öncelikle devletin bu konuda en önemli güç olduğunu düşünüyorum,eğitim,sağlık,ekonomik ve aileyle ilgili politikalarının geleceği tehdit altında olan çocukların geleceğinin teminat altında olabilmesi için çok fazla görevleri var bu arada ailelere de çok fazla görev düşüyor,Her konuyu sıkı bir şekilde takip edip yardım alabileceğini düşündüğü tüm kurum ve kuruluşları değerlendirmeli erken fark edilen her tavır,durum,aile için referans olmalı ve yardım istemeli çocuklarımızdan daha değerli ne var ki.Yukarı da bahsi geçen hiç bir durum bir tercih değildir ama gerçekleşmiş ise erken dönemde destek almak yada bu yolları zorlamak çocuklarımızın geleceğini teminat altına alma konusunda kişisel çabamız olmuş olur.Bu arada çevresine duyarlı bir toplumda en büyük destekçi olacaktır.Güzellikler yaşamak umuduyla.



4 Ocak 2015 Pazar

EPİLEPSİ NÖBETLERİ HAKKINDA BİLİNEN YANLIŞLAR

Epilepsi hakkında yanlış bildiğimiz pek çok şey var,nöbetler sırasında yardım amaçlı yapılan bu yanlışlar nöbetlerin daha kötü bir hal almasına sebebiyet verebilecek tarzda ilk yardım çabaları bizde başımıza gelene kadar tam olarak ney yapmamız gerektiğini yada yapmamamız gerektiğini bilmiyorduk.

Epilepsi nöbeti geçiren kişiye yapılmaması gerekenleri özetleyecek olursak

-Kolonya-soğan gibi kokulu maddelerin koklatılmaması
-Vücudun kasılması durumunda eller-ağız-gövde-bacaklar gibi kasılı durumdaki uzuvların gevşetmek   amaçlı açmaya çalışılmaması
-Su içirmeye çalışılmaması
-Hastayı sarsma, tokatlama yoluyla ayıltma çabası içersine girilmemesi

gerekir bu tarz girişimler hastaya ilk yardım amaçlı davranışlardan çok zarar veren davranışlara dönüşür çünkü hasta zaten engellenemez bir nörolojik elektro kimyasal bir boşalım yaşamaktadır.Bu durum hasta kontrollerini ve nöroloji takiplerini düzenli yaptıran bir hasta ise ilaç kontrolü altındadır ve kısa sürebilecek bir nöbet bu tarz hareketler yüzünden beynin bir noktasında yaşanan nöbetin müdahaleler sonucu diğer kısımlarına yayılım gösteren bir tabloya dönüşmesine sebebiyet verebilir.

Hastaya ilk yardım konusunda neler yapılmalı doğru olan nedir peki

-Hastanın nöbeti nasıl geçirdiğine bağlı olarak rahat edebileceği bir biçimde vücudu rahat bir  pozisyon aldırılır
-Ortam havasız ise cam yada kapı gibi açılır içeri temiz hava girişinin sağlanacağı bir ortam  oluşturulur
-Kafasını çarpma olasılığı düşünülerek çok yüksek olmamak kaydıyla başının altına bir yastık    konulur
-Vücudu salya hakimiyetini kaybetme ve soluk borusuna ifrazatı kaçabilme olasılığı düşünülerek yan  çevrilmek koşuluyla salya yada tükürüğünün dışarı akması için solunum yolunun açık olması için  özen gösterilir bu arada dişlerini sıkma ağzını kitleme gibi durumlarda hasta dilini ısırabilme riski  taşıdığından bunu engellemek için elinizi kesinlikle dişlerinin arasına sokmayın sert ve temiz bir  cisimle  dişlerini kitlemesini engelleyebilirsiniz örneğin biz silikon bir bebek mama kaşığı  kullanıyoruz  nereye gidersek yanımızda olan bir şeydir ve rektal diyazem acil durum çantamızda her  zaman  bulunur tabi rektal diyazem doktor uygun görürse ve reçete edilmişse kullanabileceğiniz bir  ilaç  aynı zamanda kullanma konusunda da çok dikkatli olunması gereken bir ilaç çok hızlı etki ettiği  için  hasta sabırla gözlemlenip eğer 3 yada 4 dakika geçmesine rağmen hala kendine  gelememiş ve  semptomlar gittikçe kötüye giden bir tablo çiziyorsa kullanılması gerekir ve en yakın sağlık  kuruluşuna uygun bir şekilde ulaştırılması önemlidir.
-Üzerindeki bedenini sıkan tarzdaki kıyafetler gevşetilmelidir.
-Hasta kesinlikle sarsılmamalı ve vücudunun kendiliğinden gevşemesini beklemelidir.   

5 ŞUBAT LAİKLİĞİN KABULU


27 OCAK HZ. ALİ HAKKA YÜRÜDÜ





7-14 OCAK BEYAZ BASTON KÖRLER HAFTASI




James Biggs adlı bir fotografçı kaza sonucu gözlerini kaybedince motorlu taşıtlardan kendisini koruyabilmek için bastonunu beyaza boyadıktan sonra görme engelliler için sembolik renk olan beyaz baston la ilgili pek çok kampanya ve öneriler sonucu  ilk kez 1930 da Amerika Birleşik Devletlerinde yasal düzenlemeyle görme engellilerin yaşamlarına girmiş oldu.