16 Eylül 2013 Pazartesi

YEDİ ALTIN İLKE 3




3-EŞİNİZİN HOŞUNUZA GİDEN YANLARI AĞIR BASMALI

(Evet onu seviyorum ama piknik yapmaktan hoşlanmıyorum.Buna alışamazsınız.)

İşte bu tür yorumlar kısa bir süre sonra çatışmaların ve belkide ayrılığın gündeme geleceğinin ilk işaretleridir.Onu tanıdığınızda da piknik yapmayı sevmiyordu ve siz bu özelliğinin çok önemli olmadığını düşünüyordunuz ve şimdi birden her hafta pikniğe gitmekten hoşlanmasını şart koşuyorsunuz.

Bir türlü tatmin ve mutlu olmayan kişiler,sağlıklı ve uzun ömürlü bir ilişkiye giremez.İş kendi kusurlarımıza geldiğinde ,(Mükemmel insan yoktur.!)Ama o harika yemek yapmalı,dikiş dikmeli,iyi giyinmeli,daima güler yüzlü,çalışkan olmalı ya da geniş omuzlu olmalı ve piknik yapmayı sevmelidir.

Eşinizden hayalini kurduğumuz bütün özellikleri sahip olmasını bekleyemeyiz.Ama toplam özelliklerinin çoğunluğu hoşumuza giden insanla birlikte olmalıyız.Böyle olursa,hoşumuza gitmeyen yanlarını kolaylıkla görmezden gelebilir veya hoş görebiliriz.Sağlıklı bir ilişki için bu gereklidir.

Buraya kadar olan açıklamalar Sn . Ayşe Bilge Dicleli'nin ikili bir ilişki yaşanırken gayet yerinde ve uygulanabilirliği olan düşüncelerdir ancak bazı ekstrem durumlar vardır ki bunlardan bir tanesi konuyu da üzerine temellendirmiş olduğum açılımını mevcut yazı üzerinden yapıp adapte etmeye çalıştığım Sürekli bir Engellilik durumu hasıl olmuş aile fertlerimizden birinin günlük yaşamlarında nasıl uygularız noktasında şu görüş açısı doğruluk payını kısmen yitiriyor,(Toplam özelliklerinin çoğunluğu hoşunuza giden insanla birlikte olmalıyız.)kısmı tercih olma durumundan çok mağdur olma durumunu beraberinde getirdiğinden böyle bir seçim şansımız kalmıyor ,ancak mevcut durumu daha yumuşak bir biçimde kabullenerek hoşumuza gitmeyen yönleri görmezden gelerek hoş görebiliriz.Çünkü böylesi bir birliktelik bir tercih değildir,insanların başına gelebilecek ,tolerasyonu zorlu bir süreçtir.Böyle bir durumun molası yoktur.Hayatı  Engelli bir biçimde yaşıyorken zorluklarla dolu bir yaşam vardır ki Engel durumunu yaşayan kişiden mevcut durumuyla ilgili taleplerde bulunurken onunda yaşam standartlarını göz ardı edecek yaşamının akışını sekteye uğratacak görmezden gelecek bir  anlayış mevcut zorlukları dahada zor hale getirmekten başka bir işe yaramaz.

Dolayısıyla bu altın ilkeden bahsederken bu ayrıcalıklı ve özel duruma bir parantez açmayı kendimce uygun buldum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder