16 Eylül 2013 Pazartesi

YEDİ ALTIN İLKE 2


Uzmanların sağlıklı bir birliktelikte öngördüğü yedi altın kuraldan 

2.HEGEMONYAYA HAYIR

Ben erkeğim benim dediğim olur!
Ben anneyim benim istediğim yapılır!

Bir araya geldikten bir süre sonra sıklıkla gündeme gelen bir şey varsa,o da ilişkide güç yapılarıdır.Kim kime tabi olacak ? Kimin dediği olacak ? Buyrun kavgaya!
Sağlıklı ve uzun ömürlü bir ilişkide bu tür hegemonyalara,güç gösterilerine yer yoktur.Bizim gibi toplumlarda hala 'erkek egemendir'yaklaşımı hüküm sürüyor.Evin hakimi ister kadın ister erkek olsun,hegemonya kurmak kötü bir şeydir.Belki başkalarının hayatının belirlemek insana kendini güçlü hissettirebilir.Ama bu güç duygusu aslında hiç bir işe yaramaz,çünkü bu tür hegemonya yıkıcıdır.Hem gücün uygulandığı kişleri ,hem de güç uygulayanı yaralar.Çünkü güç gösterilerinde bulunan kişi aile fertlerinden yalıtlanır.Çocuklarının,eşinin gerçekte ne düşündüğünü ,ne istediğini,neler hayal ettiğini asla bilemez.Evdeki gerçeklerden kopar;her şey ondan gizlenir ve giderek yalnızlaşır.

Üzerinde güç uygulanan kişiler ise,bilerek yada bilmeyerek kurban rolü oynamaya başlarlar.Aile köklerimiz farklı olduğu için bu duruma farklı tepiler verilir.Çocukluklarında kurban rolüne itilmiş olanların bazıları,yetişkin olduklarında,başkalarının nefes almasına bile izin vermek istemez.'Bana ne yapıldıysa,sana da aynısı'yaklaşımını benimserler.Bazıları ise kendi hayatlarını bile yönetemez hale gelir.Ne yapmak istediklerini bile bilemezler. Kimileri o kadar dik kafalı olur ki herşeyi reddeder;hem kendileri hem de etraflarıyla bir türlü barışık olamazlar.
En iyisi el ele ,kol kola beraber yürümek,birlikte yürümeyi öğrenmektir.

Sn:Ayşe Bilge Dicleli'nin sağlıklı beraberliğin yedi altın kuralından ikincisi olan hegemonyaya hayır,genelden özele yaşamımızın her aşamasında birlikte olduğumuz her insana karşı sergilememiz gereken genel bir tavır olmalıdır.Çünkü kendiniz olamadığınız da rol yapmaya başladığınızda sağlıklı bir birliktelikten söz edilemez bile,alttan alta her tepki kendi zıddını da beraberinde mutlaka doğuracaktır.İşin özü itibariyle duygu olarak ne verirseniz onu alırsınız.Mevzuyu Engelli bir bireyin yaşamında hegemonya kurma çabası olarak ele alacak  olursak  uygulama hangi mevzu için olursa olsun ya duygusal olarak bir çöküntü yada  inatlaşarak hem kendi yaşamını,hemde Engellinin bakımının yükleniciliğini almış kişi nin yaşamını tam bir kabusa çevirir.Sabırlı, özenli ve saygı çerçevesinde bir yaklaşım herkes için en sağlıklı davranış modelidir.Kaldı ki Engelli bireylerin çoğunun başarı hikayelerinin altına atılan imzalarda Engelli bireyin kendisine verilen sonsuz Özgüven ,fedakarlık ve anlayış vardır.Birey önce her şeyi kendisine olan özgüven duygusuyla aşabileceği konusunda yüreklendirilir teşvik edilir,bu yapılırken hegemonya duygusu ancak ve ancak kişinin kendi yaşamının dizaynında kullanabileceği içsel bir materyal olabilir,kişi kendinin hakimidir yani,bu duyguya hakim bir kişi kendi özgürlüğü söz konusu olduğunda ne kadar hassassa başkalarının özgürlüğü ve yaşamları konusunda o denli hassas hareket eder.


'Sabır bekleme becerisi değildir,beklerken doğru davranışları sergileme yeteneğidir.'

                                                                                              JOYCE MEYER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder