10 Aralık 2014 Çarşamba

İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRİSİ

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonunun Haziran 1948 de hazırladığı ve ve birkaç değişiklik yaptıktan sonra 10 Aralık 1948 de BM Genel Kurulunun Paris te yapılan oturumunda kabul edilen 30 maddelik bildiridir.Bildirinin imzalanmasında,İkinci Dünya Savaşın dan sonra devletlerin,bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması konusunda birleşmesi de etkili olmuştur.Elenor Roosevelt bu bildiriyi bütün insanlık için bir Magna Karta olarak tanımlamıştır.Bildirinin imzalandığı 10 Aralık,Dünya İnsan Hakları Günü Olarak kutlanır.
Devletler,önceleri baskıya dayanan bir anlayışla yönetilmekteydi.Bu anlayışa son vermek için 1215 yılında İngiltere Kralına kabul ettirilen bildiri olan Magna Karta,İnsan Hakları kavramının ilk belgesi sayılır.
İnsan Hakları konusunda yayınlanan bir diğer önemli bildiri ise,Amerika da yayınlanan Bağımsızlık Bildirisidir. Özgürlük,eşitlik ve kardeşlik gibi kavramlar 1789 yılında gerçekleşen Fransız Devrimin den sonra yayınlanan İnsan Hakları Bildirisinde gerçek yerini almıştır.
II.Dünya Savaşından sonra devletler,bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması konusunda birleştiler.Bunun bir nedeni de insanlara özgürlük tanınmasının ,devam ederse uygarlıkların sonu olabilecek savaşları da önleyebileceği düşüncesidir.Bildiri Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonunca Haziran 1948 de hazırlandı,yapılan bazı değişikliklerin ardından 10 Aralık 1948 de Genel Kurulun Paris te yapılan oturumun da kabul edildi.
Bu bildiriyle,yalnızca demokratik anayasalarla tanınan temel medeni ve siyasi haklar değil,ekonomik,toplumsal,kültürel haklar da genel tanımlarla belirli hale gelmiştir.İlk grup haklar arasında yaşama,özgürlük,ve kişi güvenliği gibi haklarla birlikte,keyfi tutuklama,hapis ve sürgünden korunma bağımsız ve tarafsız mahkemelerde adil ve kamuya açık olarak yargılanma hakkı ile düşünce,vicdan,din,toplanma,ve örgütlenme özgürlükleri bulunur.
Sosyal güvenlik,çalışma,eğitim,toplumun kültürel yaşamına katılma haklarıyla bilimsel ilerlemenin ürünlerinden yararlanma hakkı ise bildiriyle getirilen yeniliklerdendir.
Herkes ırk,renk,cins,dil,din,siyasal yada herhangi bir başka inanç,ulusal ya da toplumsal köken varlıklılık,doğuş ya da herhangi bir başka ayrım gözetilmeksizin bu bildiri de açıklanan bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir.
Bundan başka ister bağımsız ülke uyruğu olsun,isterse bağımlı,özerk olmayan yada başka bir egemenlik kısıtlamasına bağlı ülke uyruğu olsun bir kişi hakkında, uyruğu bulunduğu devlet yada ülkenin siyasal ,adli ya da uluslararası durumu bakımından hiç bir ayrım gözetilmeyecektir.

II.Dünya savaşı sonra sı tüm insanlık düşünülerek Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu tarafından tasarlanan bu bildiri bence tamamen sadece bir evrak düzenlemesi ve bir takım ülkeleirn birbirlerini ziyaret vesilesi sadece dünya da bir yerler de halen olmaya devam eden ilginç bazı istatiskleri ve haberleri aktarmak istedim çünkü bu yaşanan gerçeğin güncel hali


SAVAŞ EN ÇOK KADINI VURUYOR
Sıcak çatışmaların yaşandığı birçok yerde kadınlar taciz, tecavüz, karın deşme, cinsel organların tahribi gibi cinsel şiddetin birçok biçimine maruz kalıyor. İkinci Dünya Savaşı’nda ve Kore’de kadınlar “cinsel tutsaklığa” mahkum edilmişti.1971 de Bangladeş’te savaş sırasında 250 – 400 bin kadına tecavüz edilmiş, buna bağlı 25 bin gebelik oluşmuştu. Bosna Hersek’te 20 binden fazla kadına tecavüze uğramıştı. Savaş ve iç karışıklığın devam ettiği Ruanda’da bir yıl içinde tecavüze uğrayan kadın sayısı 15 binin üzerindedir. Bugün ise DAİŞ saldırıları sonucunda tutsak edilen binlerce kadın halen köle pazarlarında satılıyor, tecavüze uğruyor. Bazı ülkelerde kadınlar, o ülkelerin kanunlarına göre taşlanmaya, kırbaçlanmaya, öldürülmeye devam ediyor. Şiddet cezasının nedenleri olarak Sudan’da pantolon giymek, İran’da erkeklerle birlikte müzik dinlemek, Suudi Arabistan’da tek başına araba kullanmak gibi gerekçeler gösteriliyor.
TÜRKİYE’DE DURUM
Türkiye’de kadına yönelik şiddet son yıllarda artış gösterirken, rakamlar durumun vahametini gözler önüne seriyor.
Buna göre; kadınların % 25’i fiziksel şiddete uğruyor.
Şiddete uğrayan kadınların %75’i eşi tarafından şiddete uğruyor.
Cinayet sonucu ölen kadınların %40-70 eşi tarafından öldürülüyor.
Tecavüze uğrayanların %50 si 18 yaş altında ve bunlardan %10 erkek çocuk gerisi kız çocuktur.
Her 4 kız çocuktan biri cinsel şiddete uğruyor.
Daha çok 7-9 yaş arası çocuklar cinsel şiddete uğruyor.
5-10 yaş arası çocukların %55’i ensest mağdurudur.
10-16 yaş arası çocukların %40 ensest mağdurudur.
Cinsel saldırganların %75’i tanıdık biridir.
Ensest olaylarında faillerin %50’si öz baba ve sırasıyla amcalar enişteler, ağabeyler, dedeler ve dayılardır.
Acil yardım hattını arayan kadınlardan % 57’si fiziksel şiddete, % 46,9’u cinsel şiddete, % 14,6’sı enseste ve % 8,6’sı tecavüze maruz kalmıştır.
Alıntı :
http://siyasihaber.org/haber/kadin-cinayetleri-her-gecen-gun-artiyor-2014-ilk-10-ayinda-255-kadin-olduruldu



burnumuzun dibinde bir savaş tüm sıcaklığıyla sürüyor o savaş bölgesinde seks kölesi olarak tutsak tutlan kadın sayısı bilinmiyor,ölen çocuk sayısı bilinmiyor,yerlerinden yurtlarından ayrılmak zorunda bırakılan insan sayısı bilinmiyor,işte bu sebeplerden ve daha sayamayacağım kadar çok sebepten dolayı bu bildirgenin sadece adı var kendi yok.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder