27 Ocak 2014 Pazartesi

TULUMBACI SENDROMU

Sevgili Üstün Dökmen,'e ait üç ciltten oluşan kitaplar serinden 2. olan  Küçük Şeyler -Suflör lü Yaşamlar-Tulumbacı sendromu-Psikolojik Düğümler olarak adlandırdığı kişisel gelişim kitabında Tulumbacı Sendromunu okuduğumda aman Allah'ım gerçekten de farkında olmadan günü yaşarken nasıl olup da bu kadar çok bu sendromu yaşamış ve yapılması gereken işten bu kadar farklı şeyler ilgimi çekmiş ve benden hem zamanımı hemde enerjimi çalarken ben bunu  anlamamışım diye hayıflanıyorum.

Engelli bir çocuğu büyütürken her şeyi; hemen,anında,tahammülsüzce isterken şunu da yapayım bunu da yapayım şu nasıl oluyordu,bu nasıl uygulanır ki diye araştırma yapayım derken sinsice akan bir zaman ve kişiyi amacından uzaklaştırıp yoran,enerjisini emen ve isteğini gerçekleştirme noktasında ciddi şekilde amacından uzakta tutan bir süreç  kendiliğinden kişi farkında olmadan geçiyor.

Şimdi bir işe başlamış ve işle ilgili zaman sıkıntım varsa daha programlı ve amaca yönelik hareketler yapmaya çalışıyorum.Konu her ne ise bir hedef belirlemiş ve araştırma yapıyorsam başka başka şeylerle zaman harcamaktan çok dikkatimi ve zamanımı tasarladığım şeyden farklı şeylerle geçirmemeye dikkat ediyorum.

Yaşadığımız durum itibari ile yaşamımız zaten genellikle zor geçiyor,sürekli olarak bir endişe haliyle sürmekte bunu daha çekilebilir ve kabul görmüş bir hale sokmak için amaç başlangıcı itibari ile birlikte verimli ve mutlu bir gündelik hayat.Bunu sağlamak adına yapılan araştırmalar sırasında farkında olmadan hep amacına çokta uygun olmayan bir durum kendiliğinden gelişiyor ve farkına varamıyor  asıl amacı mutlu olmayı hep erteliyor muşuz ,artık hedefleri daha küçük ve ulaşılabilir şekillerde tasarlayıp günlük uygulanabilir şekilde programladım ve faydasını da gördüm mesela canımı en çok sıkan ve uygulama konusunda hemen hemen   kesin fikir ve bilgilere sahip olduğum şeyleri ilk olarak uyguluyorum güne başlarken çocuğumunda benimde fiziksel olarak en aktif olduğumuz sabah saatlerinde  kahvaltımızı yapıp kahvaltı sofrasını kaldırdıktan sonra uyguluyorum,bu güne psikolojik olarak daha mutlu başlamamı sağlıyor çocuğum için güzel bir kahvaltı ve onunla geçen mutlu bir sabah tan sonra evimle ilgili işleri yaparken kendimi daha mutlu ve doğal sonucu olarak ta daha zinde hissediyorum bu davranış günün tamamını tasarlarken öncelikli olanlar öne alınarak ve her anından zevk almaya çalışarak geçiyor.Bu çok önemli çünkü hayat hem çok uzun hemde çok kısa garip gelebilir ama öyle,hayatlarımızı hiç bitmeyecekmiş gibi yaşarken asıl amaçlarımızdan hep sapıyor ve ara yollara gerçek hedefimizle hiç ilgisi olmayan şeylere öncelik veriyoruz

Kendime bir söz verdim artık öncelik mutlu olmak ,mutlu olmak için yapılan her eylemin sonucunun kişinin ve çevresindekilerin yaşamlarına huzur,düzen getireceğine inanıyorum.


Önce mutlu olun yaşam nasılsa bazı şeyleri biz istesek de istemesek de bildiği gibi yapıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder